Ev Kiraları Üzerine/Jam Session -5-

Bir

Ev kiralarının ve ev masraflarının günden güne büyük bir sorun haline geldiğini bilmeyeniniz var mı? Garsonların bıkkınlıkla silkeledikleri kumaş mendillerinin, lekeli çalışma gömleklerinin ve tüm günün yorgunluğunu dışa vurmakla görevli ter taneciklerinin ardında akıllarında dönüp dolaşan bu gündemi müşterilerine anlatabildikleri o kısacık an sıklıkla vuku bulmakta. Gece yalnız başına taksinin arka köşesine oturmuş, yüzünü tanıtmaktan çekinen yabancılarla, taksicilerin sürekli konuştukları şey bu, gideceği adresi söylemeyip seyahat sırasında direktiflerle şoförü yönlendiren bu gece müşterileri, taksicilerin en sevdiği. Bir şoförden dinledim: bazı müşterileri gece on bir gibi arıyor, Bağdat Caddesi civarında bir yukarı bir aşağıya dolaştırıyor ve saatlerce dertlerini döküyormuşlar, bu kırık yaş üstü İstanbul’lu erkeklerde sıklıkla gördükleri bir şeymiş. Hayatın pahalılığından, karılarının artık onları etkilemekte başarısız olduklarından, kiralarını ödemeyen kiracıların aslında hali vakti yerinde olan insanlar olduğundan dem vuruyorlarmış.

Bu cennet kentin soğuk gecelerinde namuslu esnafların güven veren renkli-ışıklı tabelalarından uzaklaşır, eğer ruhunuz sığarsa ve cesaret ederseniz iğne deliği sokaklarından şehrin tenhalarına karışırsanız, bu yollarında günahların, korkulu rüyaların ve salgın hastalıkların aktığı, mazgallarında irin biriken, kolera mahallelerinde de herkes kiralardan şikayetçidir, göreceksiniz. Üfledikleri dumanlarla şehrin esrarına esrar katan başı boş adamlar, şakaklarıyla gözleri arasındaki derisi kırışmış fahişeler ve çorbacılar tüm müşterileriyle kira fiyatlarından söz eder durur. Gerginliklerini yok etmek için konuşan bu günahkarlar, konuştukça daha da gerilir. Gece evine yürüyen uzun paltolu gençlerin ayakkabılarının bağcıklarının bağlandıkça çözüldüğü gibi. Bu uzun paltolu gençler giz getirirler gittikleri yerlere, adımları hayvanları çileden çıkartır. Taksilerin arka koltuğunda günah çıkartan adamlar, en çok bu paltolu gençlerle göz göze gelmekten kaçınırlar, yürüyen yalnızlar korkutur onları.

Tüm bu gerginlik kendini, alış-veriş arabasının tekerleklerinin mermerde dönmesine bırakan sahici müşterilere ve lise mezunu olmaktan yapılma genç kasiyer kızlara da yansır. Kızlar fiyatlardan şikayet eden buruşuk yüzlü kadınlara iğrentiyle gülümserler. Bu büyük çerçeve güneş gözlüğü ve şişme mont giyen kadınların biliriz ki ruhları yoktur, ruh gerekmez onlara, belki genç gösteren bir koca, saç boyaları, orta yaş bunalımları. Kasiyer kızlar onları idare ederken göz ucuyla bana bakarlar, göz göze geliriz, gülümseyip selam veririz, bana çalışanlara saygı duyulması gerektiği öğretildi, annem ve babam tarafından, bundandır ki öz saygımı yitirdim.

 

İki

Henüz ürpertiyle hissettikleri bedenlerinin kendilerine ait olduğunu kabullenememiş gençler gibi karanlıkta soyunmakta fayda vardır. Gece hayatın abartısıdır, gündüzü yaşamaktan yorulmuş olmak gerekir, bu yüzdendir ki gece atılan adımlar ağır, çekilen nefesler yavaştır. Esnaflar geceler için de kira verirler mi? Bu soru düşündürücü bir retorik sorusudur, hayır demek gelir içinden insanın, bu yüzden “hayır” diyorum, ama pek tabi evet de denilebilir.

Koku alamayan dedektifler kadar, koklama hissini yitirmiş aşıklar da acınası durumdadır, görmek ve dokunmak başlı başına yetmez bu insanlara, zamanında böyle bir sevgilisi varmış taksicinin, portakaldan başka bir şeyin kokusunu alamazmış kız, en çok merak ettiği koku uzun süre yıkanmadığında kokan insan, ölü bedenler, terli cinsel uzuvlarmış bu kızın, parfümleri özlemezmiş.

Boş arazilere bırakılan bekçi köpekler yayalara gereğinden fazla havlıyorlar. Çitlerin yanından eriyip gidiyoruz işte. Evimin yolundaki kediler pençe gösteriyor, tıslıyorlar sürekli, kampüste bir kaç kızı hırpalamış köpekler. Bundan şikayet eden insanlar eylem yapmaya koyulmuş, köpekleri kampüsten uzaklaştıralım diyorlar, hayvanseverlerse bu hayvanların neden onlara saldırmadığını soruyor. Onlara göre saldırılar yalan, insanların korkularından ötürü geliyor. Korku insana yalan söyletir mi? Söyletebilir. Kediler vahşi hayatta yaşayabilecek kadar çevik ve yırtıcılarmış, neden evcil olmayı seçtikleri bilinmiyor, kira ödemedikleri biliniyor.

İlginçtir ama gizemli olmaktan başka hiçbir isteği olmayan septik tarikat ehli insanlar bile kiralardan şikayetçi. Kahve içerken duydum.

Üç

Annemin beni neden doğurduğunu bilmiyorum. 7b5b618fd6671f933de787af8e68728e

Leave a comment

Create a free website or blog at WordPress.com.

Up ↑

Design a site like this with WordPress.com
Get started